Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Koronavirüs (COVID-19) salgın hastalığı karşısında, işverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine azami düzeyde dikkat etmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere; işverenin çalışanlarını koruma, gözetme, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi alma; çalışanların da işveren tarafından alınan bu önlemlere uyma yükümlülüğü bulunmaktadır.
23 Mart 2020 tarihli “Koronavirüs (COVID-19) Salgınının İşveren-İşçi İlişkilerine Etkileri” başlıklı bilgi notumuzda, özellikle salgının yayılma hızını azaltabilmek adına işverenler tarafından tercih edilebilecek izin, kısa çalışma, telafi çalışması, uzaktan çalışma gibi farklı çalışma yöntemlerinden bahsetmiştik.
İşbu bilgilendirme notumuzda ise, COVID-19 salgını sebebiyle iş sağlığı ve güvenliği kapsamında ortaya çıkabilecek hukuki meseleleri kısaca ele almaya, işverenler ve çalışanlar tarafından alınabilecek önlemlere değinmeye gayret gösterdik.
1) İşverenlerin ve Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamındaki Genel Yükümlülükleri Nelerdir?
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 417. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun (“İSG Kanunu”) “İşverenin Genel Yükümlülüğü” başlıklı 4. maddesi uyarınca işveren çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak ve gerekli her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
Devamla, çalışanlar da İSG Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca “Çalışanların yükümlülükleri” başlıklı 19. maddesi uyarınca “iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür”
2) COVID-19 Çalışana İş Yerinde veya Çalışanın Görevli Olarak Gittiği Başka Yerde Bulaşırsa İş Kazası Sayılır mı?
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 tarihli, 2019/5018 E. ve 2019/2931 K. sayılı kararı uyarınca; çalışana, işyerinde veya görevli olarak gittiği başka bir yerde, virüs bulaşması halinde bu durum iş kazası olarak kabul edilecektir. Böyle bir durumda işveren, kusuru varsa sorumlu, kusuru yoksa sorumlu değildir. Yargıtay’ın güncel tarihli anılan kararında aynen şu ifadeler yer almaktadır:
“Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği,11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı,Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikayetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu taktirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.” (Yargıtay 21. HD. 15.04.2019, 2019/5018 E., 2019/2931 K.)
3) COVID-19 Çalışana Evden Çalışma Sırasında Bulaşırsa İş Kazası Sayılır mı?
Evden çalışan işçiye COVID-19 bulaşmasının da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu anlamında iş kazası olduğu kanaatindeyiz. Bu durumda, evden çalışan personelin hastalığından haberdar olunur olunmaz işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na iş kazası bildirimi yapılmalıdır. Belirtmek gerekir ki, tehlikeli işletmeler hariç kusuru yoksa işverenin evden çalışan personelinin COVID-19 virüsü kapması sebebiyle hukuki ve cezai sorumluluğu olmayacaktır.
4) COVID-19 Salgını Sebebiyle İşverenler Tarafından Alınabilecek ve Çalışanlar Tarafından Uyulması Gereken Önlemler Nelerdir?
İşverenler COVID-19 salgını sebebiyle iş güvenliği uzmanlarına risk değerlendirmesi yaptırmalı, mümkünse COVID-19 salgını özelinde bir acil durum eylem planı hazırlamalı, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin bilgilendirmesi ve yönlendirmeleriyle alınması gerekli tüm önlemleri almalıdır.
Aşağıda işverenler tarafından alınabilecek ve çalışanlar tarafından uyulması gereken önlemlerden bazıları örnek sadedinde sayılmıştır:
- İşe girişte her bir çalışanın ateşinin ölçülmeli 38 derecenin üzerinde ateşi olan çalışanlar işyerine alınmamalı; sağlık kuruluşluna yönlendirilmelidir.
- Kapalı çalışma ortamları düzenli ve sık aralıklarla havalandırılmalıdır.
- Grip, nezle gibi hastalık belirtileri olan çalışanlar izin kullanmaya teşvik edilmelidir.
- Çalışanlara steril eldiven ve maske temin edilmeli, teslim edildiğine ilişkin teslim tesellüm belgeleri tanzim edilmeli ve çalışanların söz konusu eldiven ve maskeleri takıp takmadığı kontrol edilmelidir.
- Odaların ve çalışma alanlarının girişine tıbbi atıklara özel çöp kutuları konulup çalışanların maske ve eldivenlerini çıkardıklarında buraya atmaları sağlanmalıdır
- Her bir çalışana el dezenfektanı verilerek özellikle ortak kullanım alanlarına temas ettiklerinde dezenfektanları kullanmaları konusunda uyarılmalıdır.
- Çalışanlardan, yakın zamanda yurt dışı temaslı bir yakınları ile görüştülerse veyahut kendilerinin yurt dışı teması olmuş ise bu durumu derhal bildirmeleri istenmelidir.
- İşyerinde izolasyon odaları oluşturulmalı; COVİD-19 belirtileri görülen çalışan, sağlık görevlileri gelinceye ve işyerinden çıkıncaya kadar bu odalarda bekletilmeli ve diğer çalışanlarla iletişimi kesilmelidir.
- Sosyal mesafeyi korumak adına birden fazla kişinin çalıştığı kapalı çalışma ortamlarında çalışma masaları en az bir buçuk metre mesafede konumlandırılmalıdır.
- Sık kullanılan ve temas edilen yüzeyler (masalar, telefonlar, klavyeler, kapı kolları, musluk başlıkları, tırabzanlar, vb.) düzenli ve sık aralıklarla dezenfekte edilmeli, işyerindeki genel temizlik artırılmalıdır.
- Çalışanların birbirlerinin kullandığı şahsi eşyaları (masa, bilgisayar, klavye telefon gibi) kullanmamaları sağlanmalıdır.
- İş için yapılacak yurt dışı seyahatleri iptal edilmeli veya ertelemelidir. İşçi yurt dışı seyahatine küresel salgından önce gönderilmişse dönüşte 14 gün raporlu olması sağlanmalı karantina ortamı sağlanmalı işçiden bu konuda taahhüt alınmalıdır.
- Mümkün olduğunca toplantı yapılmamalı, zaruri durumlarda yapılacak toplantılar mümkün olduğunca az kişiyle ve sosyal mesafe korunarak yapılmalı, toplantılarda maske ve eldiven takılmalıdır.
- Çalışanlara işe gidiş ve gelişlerde toplu taşıma kullandırılmamalıdır. Toplu taşıma kullanması zaruri olan çalışanlar mümkünse evden çalışma yöntemine geçirilmeli veya izne ayrılmalıdır.
5) COVID-19 Kapsamında İşveren Tarafından Alınan Tedbirlere Uymayan Çalışanın İş Sözleşmesi Feshedilebilir mi?
Yukarıda da açıklandığı üzere, işveren işyerinde bulunan tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliğinden sorumludur. Çalışan da iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. Bu kapsamda, örneğin işverenin çalışanlarına maske takma yükümlülüğü getirmesi, fakat çalışanın her türlü uyarıya rağmen maske takmayı reddetmesi durumunda işverenin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (“İş Kanunu”) 25. maddesinin (ı) bendi uyarınca çalışanın iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceği kanaatindeyiz. Nitekim anılan kanun hükmü uyarınca, “işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi” işveren açısından bir haklı sebeple fesih hali teşkil etmektedir.
Ayrıca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 11.09.2014 tarihli, 2014/11104 E. ve 2014/26334 K. Sayılı kararında, uyarılara rağmen kendisine verilen koruyucu malzemeleri takmayarak iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atan işçinin iş akdinin İş Kanunu’nun 17 ve 18. maddeleri uyarınca fesih edilebileceği yönünde hüküm tesis etmiştir. Kararda aynen şu ifadeler yer almaktadır:
“Davacıya verilen uyarılara rağmen iş güvenliği açısından kendisine verilen koruyucu malzemeleri takmaması nedeniyle kendi sağlığını tehlikeye attığı gibi, işverenliği de risk altına soktuğu, uyarılara rağmen davacının aynı davranışı tekrarlaması üzerine 4857 sayılı İş Kanunu 17. ve 18. maddeleri uyarınca yapılan feshin geçerli olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” (Yargıtay 9. HD, 11.09.2014, 2014/11104 E., 2014/26334 K.)
Ancak bu noktada belirtmek isteriz ki, iş hukukuna hakim ilke olan “feshin son çare olması” ilkesi COVID-19 salgını kapsamında da gözetilmeli, her somut olay ayrı ayrı incelenerek bir geçerli sebebin mi yoksa haklı sebebin mi mevcut olduğu irdelenmelidir.
6) İşyerindeki Çalışanlardan Herhangi Birisine veya İşverene COVID-19 Tanısı Konulması Halinde Diğer Çalışanlar İş Sözleşmelerini Feshedebilir mi?
Bilindiği üzere tüm dünyada ve ülkemizde COVİD-19 salgın hastalığının vaka sayısı her geçen gün hızla artmaktadır ve hastalığın yayılma hızı son derece yüksektir. Bu çerçevede, işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması veya çalışanların bu tedbirlere uymaması halinde, işyerinde çalışan herhangi bir çalışanın COVID-19 hastalığına yakalanması, hastalığa yakalanan çalışanla doğrudan görüşen tüm çalışanlar açısından haklı sebeple fesih hali teşkil edebilecektir. Nitekim İş Kanunu’nun 24. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; “işçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa” işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.
Son Güncelleme Tarihi: 31 Mart 2020
Ayrıntılı bilgi için: [email protected]
İşbu bilgilendirme yazısı YÖNET tarafından, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralları ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca, sadece bilgilendirme amaçlı olarak temin edilmiştir.
İşbu bilgilendirme yazısı burada belirtilen tarih itibariyle hazırlanmıştır. YÖNET'in mevzuat veya olaylarda gerçekleşen veya dikkatimize sunulan değişiklikleri bildirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Comments