top of page
Gradient
Search

Vakıf Kuruluşu

I. Vakıf Nedir?


Vakıflar 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 101’inci maddesinde gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakların belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmıştır.

II. Vakfın Unsurları Nelerdir?


4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 101’inci maddesinde vakıf tanımında da belirtildiği üzere vakfı oluşturan en önemli iki unsur şu şekildedir;

Ø Belirli bir mal veya mal topluluğunun bulunması

Ø Söz konusu mal veya mal topluluğunun belirli ve sürekli bir amaca tahsis edilme


Vakfın birinci unsuru olan belirli mal veya mal topluluğundan anlaşılması gereken her türlü iktisadi değerdir. Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü gelir ve ekonomik değeri olan haklar da vakfedilebilir. Dolayısıyla ayni haklar, fikri ve sınai haklar ve alacak haklar vakfa özgülenebilir.

Vakfa özgülenecek mal veya mal topluluklarının vakıf senedinde belirtilmesi gerekmektedir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 107’nci maddesinde vakıf senedinde vakfın amacı ile bu amaca özgülenen mal ve haklar yeterince belirlenmiş ise, diğer noksanlıklar vakfın tüzel kişilik kazanması için yapılan başvurunun reddini gerektirmeyeceği belirtilmiştir. Bu husus oldukça önemli olup vakıf senedine vakıf amacı ile vakfa özgülenen mal ve haklar yeterince gösterilmez ise başvurunun reddine karar verilecektir.

Ayrıca vakıfların kuruluşunda amaçlarına göre özgülenecek asgari mal varlığı her yıl Meclisçe belirlenmektedir. Bu nedenle vakıf senedinde özgülenecek asgari mal varlığı vakıf senedinde belirtilmez ise vakfın tesciline karar verilemeyecektir.

Vakfın ikinci unsuru olan söz konusu mal veya mal topluluğunun belirli ve sürekli bir amaca tahsis edilmesidir. Vakıf amacı manevi nitelik taşıyabileceği gibi iktisadi nitelik de taşıyabilir. Ancak vakıf amacının sürekli olması gerekmektedir. Devamlılık arz etmeyen geçici bir amaç için vakıf kurulması mümkün değildir.

Vakıf amacının hukuka veya ahlaka aykırı nitelik taşımaması ve amacın imkansız olmaması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.

III. Kimler Vakıf Kurabilir?


4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101’inci maddesinin birinci fıkrasına göre vakfın kurucusu gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir.

Vakfın sağlararası bir işlemle yani noter tarafından düzenleme şeklinde resmi senetle yapılması halinde vakfedenin tam fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Yani tam fiil ehliyetinden anlaşılması gereken ayırt etme gücüne sahip, ergin ve kısıtlı olmayan kişidir. Sınırlı ehliyetliler de vakıf kurabilirler. Ancak sınırlı ehliyetsizlerin vakıf kurabilmeleri mümkün değildir. Kanuni temsilcileri dahi sınırlı ehliyetsiz adına vakıf kuramaz. Aynı şekilde tam ehliyetsizlerin de vakıf kurabilmesi mümkün değildir.

Ancak vakıf sağlararası işlem ile yapılabileceği gibi ölüme bağlı tasarruf ile de yapılabileceğinden örneğin vasiyetname yoluyla vakfedecek kişinin ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olması yeterlidir.

Vakıf sadece Türk vatandaşları tarafından değil yabancı vatandaşlar tarafından da kurulabilir. Ancak yabancıların vakıf kurabilmesi için hukuki ve fiili mütekabiliyet esası geçerlidir.

Tüzel kişinin vakıf kurabilmesi için şirket ana sözleşmesinde tüzel kişinin vakıf kurabileceği ve vakfa malvarlığı özgüleyebileceğine dair hüküm olması gerekir.

IV. Vakıf Nasıl Kurulur?


Vakıf kurma iradesi noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Resmi senetle vakıf kurma işlemi temsilci aracılığıyla yapılabilir. Ancak, temsil yetkisinin noterlikçe düzenlenmiş bir belgeyle verilmiş olması ve bu belgede vakfın amacı ile özgülenecek mal ve hakların belirlenmiş bulunması gereklidir.

Noter tarafından düzenleme şeklinde tanzim edilen resmi senedin bir örneği yedi(7) gün içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gönderilir. Senedin düzenlenmesinin akabinde vakfeden senedi yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescil edilmesi gerekmektedir. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.

Vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescilinin sağlanması gereklidir. Vakfedenin ölmesi halinde mirasçılardan biri tarafından da tescil talebinde bulunulması mümkündür. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.

Vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa tescil, ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıf Genel Müdürlüğü tarafından re’sen yapılır.


Vakıf senedinin düzenlenmesinden itibaren üç ay içinde vakfedenin veya ölümü halinde mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulmamış veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup ta bu süre içinde sona ermiş ise vakfın tescili hususundaki başvurma Genel Müdürlük tarafından yapılır. Yetkili mahkemeye başvurulması üzerine, yapılacak harcamalar, ilgili vakıftan alınmak kaydıyla Genel Müdürlükçe karşılanır.


Mahkeme, dosya üzerinde Genel Müdürlüğün görüşünü almak, gerekirse vakfedeni dinlemek ve bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle vakfın tesciline karar verir.


Mahkemece vakfın tesciline karar verilmesi halinde, vakıf senedinin bir örneğini de ekleyerek vakfedilen taşınmazın vakıf tüzel kişiliği adına tescil edilmesini tapu idaresine bildirir. Tapu idaresi bu bildirim üzerine, vakıf adına tescili yapar. Bu tescil işleminden de vakıf yöneticileri sorumludur.

Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir. Yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezi sicile kaydolunur ve Resmi Gazete ile ilan olunur.


Vakfın tesciline ilişkin açılan davada mahkemece davanın reddine ya da vakfın tesciline ilişkin vereceği karar, tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde, başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebilir.


Aynı şekilde, vakfın kurulmasını engelleyen sebeplerin varlığı halinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü veya ilgililer iptal davası açabilirler.


V. Vakıf Organları Nelerdir?

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 109’uncu maddesine göre vakfın yönetim organının bulunması zorunludur. Yönetim organı olmayan bir vakıf tüzel kişilik kazanamayacaktır.

Vakıf senedinde yönetim organı olarak yalnızca bir kişi gösterilebileceği gibi birden fazla kişi de yönetim organında yer alabilir. Yöneticilerin çoğunluğunun Türkiye’de yerleşik bulunması zorunludur.

Ayrıca vakfeden ihtiyari olarak vakıf senedinde gerekli gördüğü başka organları da gösterebilir. Örneğin genel kurul, denetleme kurulu gibi organlar da oluşturulabilir.

VI. Vakıf Yöneticisi Olamayacaklar Kişiler Kimlerdir?

Hırsızlık, nitelikli hırsızlık, yağma, nitelikli yağma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, zimmet, rüşvet, sahtecilik, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, güveni kötüye kullanma, kaçakçılık suçları ile Devletin güvenliğine karşı işlenen suçların birinden mahkum olanlar yönetici olamazlar. Vakıf yöneticisi seçildikten sonra belirtilen suçlardan mahkûm olanların yöneticiliği sona erer.

VI. Vakıf Nasıl Sona Erer?

Vakfın amacının olanaksız hale gelmesi ve amacın değiştirilmesine de olanak bulunmaması halinde vakıf kendiliğinden sona erer ve Mahkeme kararıyla sicilden silinir.

Vakfın yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan tespit edilen veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmaması halinde Vakıf Denetim makamının ya da Cumhuriyet Savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağılır. Bu durumda Mahkeme tarafından sicile tescil edilir. Bu konuda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ayrıca vakfın sona ermiş olduğu Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Resmi Gazete ile de ilan edilir.


Son Güncelleme Tarihi: 12 Haziran 2020

 

Ayrıntılı bilgi için: [email protected]


İşbu bilgilendirme yazısı YÖNET tarafından, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralları ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca, sadece bilgilendirme amaçlı olarak temin edilmiştir.

İşbu bilgilendirme yazısı burada belirtilen tarih itibariyle hazırlanmıştır. YÖNET'in mevzuat veya olaylarda gerçekleşen veya dikkatimize sunulan değişiklikleri bildirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Related Posts

Üst Hakkı Nedir?

Üst Hakkının Tanımı ve Kapsamı Üst hakkı, başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde bir bina (yapı) inşa etmek ya da arazi üzerinde...

Vasilik Görevinin Sona Ermesi

Vesayetin sona ermesi ile birlikte vasinin görevi de kendiliğinden sona ermektedir. Ancak vesayet hali sona ermeden de vasilik görevinin...

Yorumlar


bottom of page