Vesayetin sona ermesi ile birlikte vasinin görevi de kendiliğinden sona ermektedir. Ancak vesayet hali sona ermeden de vasilik görevinin sona ermesi mümkündür.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 479-486’ncı maddeleri arasında vasilik görevinin sona ermesine ilişkin hükümleri düzenlenmiştir. Buna göre her bir sona erme hallerine aşağıda ayrı ayrı yer vermekteyiz:
a. Vasilik Görevinin Kendiliğinden Sona Ermesi
i. Fiil Ehliyetinin Kaybı Ve Ölüm
Vasi atanma şartlarından biri fiil ehliyetine sahip olmaktır. Bu nedenle vasinin vasi atanırken fiil ehliyetine sahip olmak olup da fiil ehliyetini daha sonra kaybetmesi halinde vasilik görevi sona erer.
Fiil ehliyetinin kaybının geçici olması halinde vasilik görevinin sona erip ermeyeceği tartışmalıdır. Bazı yazarlara göre fiil ehliyetinin kaybının geçici olup olmaması önemli değildir. Fiil ehliyeti geçici olarak kaybedilmiş ve kısa süre içinde tekrar kazanılmış olsa bile fiil ehliyetinin kaybı anında vasilik görevi sona erer. Kanun koyucu, vasilik görevinin sona ermesi için fiil ehliyetinin herhangi bir nedenle kaybını yeterli görmüş, fiil ehliyetinin kaybının geçici veya sürekli olup olmaması aranmamıştır. [1]
Bazı yazarlara göre ise, vasi ayırt etme gücünü geçici olarak kaybetmişse bu durumda vasilik görevi kendiliğinden sonra ermez. Sık aralıklarla ayırt etme gücünün geçici olarak kaybedilmesi söz konusu ise vasinin yeterliliği vesayet makamı tarafından değerlendirilmelidir. Vasinin fiil ehliyetinin kaybı ile ancak vasilik görevi sona erer, vesayet durumu son bulmaz. Vasinin görevi sona erdiği için ilgili kişiye yeni bir vasi atanır.[2]
Vasinin ölümü halinde de vasilik görevi kendiliğinden sona erer.
ii. Sürenin Dolması
TMK’nın 456’ncı maddesine göre, vasi kural olarak iki yıl için atanmaktadır. Vesayet makamı iki yıllık sürenin sonunda yeniden her defasında iki yıl görev süresini uzatabilir; dört yılın bitiminde ise vasinin görevden çekilmesi mümkündür.
Vesayet makamı birtakım nedenlerle iki yıllık süre bitiminde bu süreyi uzatmayabilir. Vasinin görev süresi bu şekilde uzatılmadığı takdirde sürenin dolmasıyla birlikte vasilik görevi kendiliğinden sona erer.[3]
iii. Kasıtlı Suçtan Mahkumiyet Hükmü
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun(“TCK”) 53/1-c bendine göre kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılır.
Bunun sonucu olarak, vasi kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı aldığı hapis cezasına mahkumiyetinin sonucu vesayete ilişkin bir hizmette bulunmaktan yoksun kalmakta ise hapis cezasının kesinleşmesi ile birlikte vasilik görevi kendiliğinden sona ermektedir.[4]
b. Vasinin Görevden Çekilmesi
Kural olarak vasi iki yıllık görev süresi dolmadan görevinden çekilemez. Ancak kanun bazı durumlarda vasinin çekilebilmesine olanak tanımış, bazı durumlarda ise çekilmeyi bir zorunluluk olarak düzenlemiştir. Bu durumları, vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması, vasilikten kaçınma sebeplerinden birinin ortaya çıkması ve haklı bir sebebin ortaya çıkması olarak sıralayabiliriz.
i. Engel Bir Durumun Ortaya Çıkması
TMK’nın 481’inci maddesinde vasiliğe engel sebebin ortaya çıkması hali düzenlenmiştir. Buna göre, kural olarak vasi, iki yıl için atanır ise de vasiliğe engel bir sebebin ortaya çıkması halinde görevinden çekilmek zorunda olup bu kendisi için bir yükümlülüktür.
Vasiliğe engel olan haller şu şekildedir;
Ø Kısıtlılar
Ø Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler
Ø Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar
Ø İlgili vesayet daireleri hâkimleri vasi olmazlar.
ii. Kaçınma Sebebinin Ortaya Çıkması
Vasilikten kaçınma sebepleri;
Ø Altmış yaşını doldurmuş olmak
Ø Bedensel özürlüleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olmak
Ø Dörtten çok çocuğun velisi olmak
Ø Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyesi, hakimlik ve savcılık mesleği mensubu olmaktır.
TMK’nın 481’inci maddesine göre, atanmasından sonra bir kaçınma sebebi ortaya çıktığı taktirde vasi sürenin bitiminden hemen önce görevinden alınmasını isteyebilir. Vasi bu talebini vesayet makamına yapacaktır. Ancak kaçınma sebepleri, vasilik engellerinin tersine vasinin korunmasını amaçladığı için, vesayet makamı yapacağı inceleme sonrasında, önemli sebepler mevcutsa vasinin görev süresinin sonuna kadar görevine devam etmesine karar verebilir.
iii. Haklı Sebebinin Ortaya Çıkması
Vasi, görevi esnasında haklı bir sebebin ortaya çıkması halinde sürenin bitiminden evvel görevden alınmasını talep edebilir. Vasinin atanmasından sonra eğitimi için süre uzun süre yabancı ülkede bulunmak zorunda olması ya da mesleki kariyeri için uzun süre yurt dışında kalmak zorunda olması haklı sebeplere örnek olarak gösterilebilir.[5]
Vasinin gösterdiği sebeplere rağmen talebi vesayet makamınca reddedilirse, vasi, bu kadarın tebliğinden itibaren on gün içinde denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir ve denetim makamı tarafından verilen karar kesindir. Ayrıca vesayet makamı haklı sebeple görevine son verse bile vasi, yenisi göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlü olup görevine devam etmek zorundadır.
c. Vasinin Görevden Alınması
TMK’nın 483’üncü maddesinde vasinin görevden alınması için bir takım nedenler öngörülmüştür. Vasilik görevinden alınması için nedenler şu şekildedir;
Ø Vasinin görevini ağır surette savsaklaması
Ø Vasinin yetkilerini kötüye kullanması
Ø Vasinin güveni sarsıcı davranışlarda bulunması
Ø Vasinin borç ödemede acze düşmesi
Ø Vasinin süresinde defter tutmaması veya tamamlamaması
TMK’nın 483/2. Maddesinde vesayet makamının takdirine bağlı olarak vasinin görevden alınma nedeni olarak görevi yapmadan yetersizlik hali öngörülmüştür. Yetersizlik halinin görevin yapılmasına ilişkin olması şarttır.
SONUÇ
Vasilik görevinin kendiliğinden sona erme sebepleri fiil ehliyetinin kaybı, ölüm, sürenin dolması ve kasıtlı suçtan mahkumiyet hükmü verilmesidir.
Kural olarak vasi iki yıllık görev süresi dolmadan görevinden çekilemez. Vasinin görevden çekilmesi ancak vasiliğe engel bir durumun ortaya çıkması, kaçınma sebebinin ortaya çıkması veya haklı sebebinin ortaya çıkmasına bağlıdır.
Vasinin görevden alınmasına ilişkin zorunlu nedenlerin ortaya çıkması halinde vesayet makamı vasinin görevine son verir. Vasinin görevi yapmada yetersizlik göstermesi halinde ise vesayet makamının takdirine bağlı olarak vasi görevden alınabilir.
Av. Feyzan CANSU
İşbu bilgilendirme notu YÖNET Avukatlık Bürosu tarafından, kendi müvekkilleri ve ilgili kişiler için özel olarak, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralları ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca, sadece bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmıştır.
Bu bilgilendirme notunda yer alan bilgiler; reklam niteliği veya herhangi bir ticari amaç taşımaz, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarına aykırı herhangi diğer bir amaçla kullanılamaz, hiçbir şekilde hukuki tavsiye veya görüş olarak değerlendirilemez.
Bu bilgilendirme notu burada belirtilen tarih itibariyle günceldir. YÖNET Avukatlık Bürosu’nun mevzuat veya olaylarda gerçekleşen veya dikkatimize sunulan değişiklikleri bildirme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
[1] Yıldız, Ekrem, Gürsoy, Serhan, Türk Vesayet Hukuku Yargılama Usul ve Esaslar, 2010, İstanbul, s. 704-705. [2] GENÇCAN(Vesayet), s.632-633., Akt: KAYRAN, Belma, Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku,2012, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, s.98, dpn. 314. [3] KAYRAN, Belma, Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku,2012, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, s.98. [4] KAYRAN, Belma, Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku,2012, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, s.99. [5] KAYRAN, Belma, Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku,2012, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, s.100.
Comments